Ramazan
Ramazan (Arapça: رمضان), Hicrî takvime göre 9. ay ve İslam dininin inancına göre Peygamber Muhammed’e Kur’an ayetlerinin inmeye başladığı, aynı zamanda Müslümanlarca oruç tutulmaya ve Terâvih Salat’ına başlanılan aydır. Bu ayda oruç tutmak, İslam’ın beş temel şartından biridir. Ay’ın hilal görünümünün ilk görülüşünden itibaren 29 veya 30 gün boyunca Ramazan’ın sürdüğü, hadislerden alıntılanarak hesaplanmıştır.[2][3]
Şafaktan gün batımına kadar oruç tutmak; akut veya kronik hastalığı olan, seyahat eden, aşırı yaşlı, emziren, hamile, şeker hastası ve ergenliğe girmemiş olan kişiler dışında tüm Müslümanlar için farzdır (zorunludur).[4] Şafak öncesi yemeğe sahur, orucun bozulduğu akşam yemeğine ise iftar denir.
Orucun manevi mükafatlarının (sevap) Ramazan ayında katlanarak arttığına inanılır.[5] Bu inanca göre Müslümanlar, sadece yiyecek ve içecekten değil, aynı zamanda tütün ürünlerinden, cinsel ilişkilerden ve günahkar davranışlardan da kaçınırlar; bunun yerine kendilerini daha çok namaza ve Kur’an okumaya adarlar.[6]
Etimoloji
Ramazan, “kuru sıcak” anlamına gelen ramaḍ kökünden veya “güneşin güçlü ısısından çok fazla kızmış olan yer” manasındaki ramdâ’ kelimesinden türediği düşünülmektedir.[7][8][9] Bunun nedeni, muhtemelen Ramazan orucu ibadeti ilk uygulanmaya başlandığında yaz aylarına tekabül ediyor olmasıdır.[10] Yine de kaynaklarda bu aya niçin ramazan adının verildiği hakkında farklı açıklamalar yer alır.[8] Ancak en fazla kabul gören yoruma göre bu ay, rastladığı mevsim gereği çok sıcak ve yakıcı bir özelliğe sahip olduğu için bu adla anılmıştır.[11] Kamerî aylar belirli mevsimlerde sabit olmayıp farklı mevsimleri dolaştığı için bu izahı benimseyen bilginler, Arapların kamerî ayların eski adlarını değiştirirken her aya tesadüf ettiği zamanın özelliğine göre isim verdiklerini, ramazan isminin konulmasının da şiddetli sıcaklığın hüküm sürdüğü bir mevsime denk geldiğini belirtir. Bazı kaynaklarda Arapların bu isimleri tespit ederken soğuk ve sıcağın aylara göre yer değiştirdiğini bilmedikleri kaydedilmektedir.[8]
Türkiye Ermenisi yazarı Sevan Nişanyan’ın verdiği bilgilere göre Ramazan, İslam öncesindeki Arapların Ay takviminde Temmuz ile Ağustos aylarına verilen isimdir.[12] Bu takvimde aylar, 12+1 sistemi (3 yılda bir ilave edilen 1 ay) sayesinde en fazla 30 günlük kaymalarla yılın aynı zamanlarında yaşanmaktaydı. Günümüzde Ramazan ayının zamanı, Ömer’in halifeliği zamanında düzenlenen Hicri takvime göre belirlenmiştir.[13] Hicri takvim bir Ay takvimi olduğu için bir yılın uzunluğu, miladi takvimden 11-12 gün daha kısadır.[14] Bunun sonucu olarak Ramazan ayı her sene miladi takvimde öne kayar. Yaklaşık olarak her 32 senede bir, Ramazan ayı aynı tarihlere denk gelir.[15]
Günümüzde Azerbaycan, İran, Hindistan, Pakistan ve Türkiye gibi tarihi Fars etkisine sahip olan bazı ülkelerdeki Müslüman topluluklar, bu ay için Ramazan veya Ramzan kelimesini kullanırlar. Kürtçede bu isim Remezan iken, Endonezcede ise İngilizcede olduğu gibi Ramadan‘dır. Bangladeş’te ise bu ayın adı yerine Romzan veya Ramajāna kelimesi kullanılır.
Bunun yanı sıra, çoğu Müslüman ülkede Ramazan ayı ”11 Ayın Sultanı” olarak da anılmaktadır. Hicri Ay takviminde toplam 12 ay olmasına rağmen bu tabir, Ramazan’ın diğer aylardan daha üstün olduğu ve dolayısıyla Ramazan’ın geriye kalan 11 ayın sultanı olduğu kabul edilerek verilmiştir.[16]
Tarihçe
Orucun farz kılınması
Kur’an’da adı geçen ve değerine vurgu yapılan tek ay, Ramazan ayıdır. Müslümanlara oruç, hicretin 2. yılında (miladi 624) farz kılındı.[17] Orucun farz kılındığını bildiren ayetlerin hemen ardından, Ramazan’ın “Kur’an’ın indirildiği ay” olduğu belirtilir ve bu aya ulaşanların oruç tutması emredilir. Bu konuyla ilgili ayetler şöyledir:[18][19]
“ | Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı… (Kur’an, Bakara Suresi, 183-185. ayetler) |